26 Aralık 2016 Pazartesi

Beyaz Zambaklar Ülkesi

Bugün izlediğim bir konuşmayı paylaşmak istiyorum bu yazıya başlamadan:


Ahmet Naç gibi bir öğretmenim olsun isterdim o kadar isterdim ki bazen bu yaşadığım öğrenmede geç kalmışlık hissini yaşamamak için her şeye yeniden başlayabilirim. Mustafa Kemal'i bir de böyle dinlemek isterdim mesela. Sonradan kendi çabalarımla okuyup öğrenip bunu insanlara anlatmak daha zor oluyor. Keşke böyle öğretmenler yurdun her bir köşesinde olsa da kimse kimseye artık Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatmak zorunda kalmasa. Artık o kısımları çoktan geçmiş olsak ve tartıştığımız konular birbirimizin ürettiği ortaya koyduğu bilimi sanatı edebiyatı eleştirmekten oluşmaya başlasa. Daha bekleyecek miyiz bu seviye için ne dersiniz..

Bu konuşmada geçen Mustafa Kemal'in yaptıklarına bu yazı ile bir şey daha eklemek istedim. Çok severek okuduğum ve Finlandiya'ya başka bir gözle bakmaya başladığım kitap '' Beyaz Zambaklar Ülkesinde'. Bu kitap hayatımıza Mustafa Kemal sayesinde girmiştir. Atatürk'ün okul müfredatına alınmasını istediği ve bunun için çeviri yaptırdığı ilk kitaptır.

Kitabı biraz anlatacak olursam; Finlandiya'nın yokluk ve bataklık içindeki bir ülkeyi nasıl beyaz zambaklarla çevrili bir ülke haline getirdikleri anlatılır. Kitabın başlarında eğitime verilen önemi çok net bir şekilde anlayabilirsiniz ve devamında ailenin ve çocuklarımızı küçüklükten eğitmenin önemini vurgular. Devlet memurlarından tutun da halkın her kesimine kadar dürüstlüğü anlatır. Bunlar olduğunda nasıl kendiliğinden beyaz zambaklarla çevrili bir ülke oluverdiğinizi görüyorsunuz aslında.

"Ülkede ne kadar cahil, tembel, katil, hırsız var bir sayın. Çocukluk ve gençlik yıllarında doğru eğitilselerdi çoğu vatanına faydalı insanlar olurdu"

Sevgi ve ilgi ile büyüyen bir çocuğun büyüdüğünde hırsıza dönüşme ihtimali çok düşüktür hatta yoktur diyebiliriz ve bireyler birleşip toplumu oluşturacağı için her bir çocuk ne kadar özenle yetiştirilirse aslında o kadar güzel bir topluma dönüşüruz. Bir toplumu etkileyen önce ebeveynler sonra da öğretmenlerdir aslında.

Kitapta sağlıktan eğitime, aileden sosyal konulara kadar geniş bir içerik ele alınmış. Bir ülke nasıl gelişir derseniz önce bu kitabı okuyun. Ve yine Mustafa Kemal gibi bir aydın bu ülkeye geldiği için şükredin. Ben boyle diyince Ataturk karsitlarinin aklından geçebilecek her yargıyı tahmin edebiliyorum ama benim gözümde hiç kimse sadece Anitkabir'de üç bin kitabı bulunan bir adam kadar değerli değildir. Bol okumalı günler,

Sevgiler.
BNG

0 yorum:

Yorum Gönder